Tüm dünyanın koronavirüs ile imtihanı devam ediyor. Birinci pik noktası, ikinci pik noktası derken, şimdi üçüncü pik noktası ihtimali tartışılıyor.

Aşı bulundu, uygulanmaya başlandı ancak henüz aşıya bağlı bir rahatlamadan söz edilemiyor. Çünkü bu konuda henüz yolun çok başında tüm dünya.

Diğer bir taraftan da virüsün mutasyona uğrama durumu. Mutasyona uğramış virüsün daha hızlı yayıldığı varsayımı. Tüm bunlar, 2021 yılının da virüsle mücadele edilecek bir yıl olacağını gösteriyor.

Öyle ki ülkemizde de bir ara rakamlar korkutucu seviyelere yükseldi. Ardından alınan yeni 
kısıtlama tedbirleri ile vaka sayılarında düşüş sağlandı. Ancak son günlerde yeniden bir yükseliş eğilimi gözleniyor.

Henüz aşılama faaliyetleri yolun başındayken, tüm dünyada alarm 
verilmişken, ülkemizde de bu virüsle mücadele devam ediyor. Uzmanların ve bilim kurulu üyelerinin de 
söylediği gibi, kesinlikle tedbiri elden bırakacak bir zaman diliminde değiliz.

Üçüncü dalga ihtimalinin konuşulduğu bu günlerde, vatandaşlar olarak sıkı sıkıya tedbirlere bağlı olmayı sürdürmek durumundayız.
Bakın, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, yeni tip koronavirüs salgınında son günlerde vaka sayılarında artış gözlemlendiğini hatırlatarak; "Türkiye'de üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmamak adına tedbirli davranışları sürdürmek durumundayız" uyarısında bulunuyor.

Yani aşı bulunmuş olsa bile, hemen herkese tez vakitte yapılma durumu da olmadığına göre, şuanda alabileceğimiz en önemli tedbir, maske, mesafe ve hijyen kurallarına sonuna kadar uymak.

Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz'ın yaptığı önemli açıklamadan bazı noktaları paylaşmak isterim. Kayıpmaz; “Türkiye'de toplumsal bağışıklama için aşılama süreci başladı ancak henüz toplumun bir bölümüne yapılabildi. Kişiler aşılandıktan sonra toplumdaki bağışıklık oranı daha yüksek seviyeye çıkıncaya kadar bir süre daha tedbirleri yaşamaya devam etmek durumundadır" diyor ve vaka sayısında bir süre önce görülen azalmanın tedbir ve kısıtlamalara uyuma bağlı olduğunu dile getiriyor. Yani, şuanda vaka sayıları belli bir seviyeye düşmüşse, bunun, alınan kısıtlama tedbirleri ve bu kararlara uymayla alakalı olduğunu söylüyor.

Hayata geçirilen sıkı tedbirlerin etkisiyle sağlık kapasitesi zorlanmadan sürecin yönetilebildiğini de söyleyen Bulum Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, tedbirsiz davranılması durumunda da olabilecek tehlikeden şu şekilde söz ediyor; "Tedbirsiz davranışlar içine ve zamanından önce topyekun bir gevşemeye girersek vaka sayıları tekrar yükseliş olarak kendini gösterir. Kış ayları tehlikelidir. Solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bütün mikroorganizmalar için de bu geçerlidir. Kış aylarında rehavete kapılmamamız ve tedbirli yaşantımıza devam etmemiz lazım ki üçüncü zirve tehlikesiyle karşılaşmayalım. Salgının artış eğiliminin bir miktar yukarı doğru çıkması, tedbirlere sıkı sıkıya bağlı kalınması gerekliliği açısından önemli bir göstergedir. Bazı Avrupa ülkeleri şu anda üçüncü zirveyi yaşıyor...”

Kişilerin dışarıda bir araya gelme fırsatının olmadığını ancak ev ziyaretlerinin de büyük risk taşıdığını söyleyen Kayıpmaz, “Her yer kapalı ama insanlarımız evlerde bir araya gelmeye devam ediyor, akraba, komşu ziyaretleri yapılıyor. Vaka artışlarında bunların da bir etkisi olabilir. Bunun dışında tedbirsiz davranışlar ve kalabalık içinde olma vaka sayılarının artışında etkin olarak gözükmektedir.” diyor.

Evet, son derece önemli uyarılar. Bu işin şakası yok. Bilim Kurulu Üyesi Sayın Kayıpmaz'ın işaret ettiği önemli noktalara, sizlerin de dikkatini çekmek istedim. Üçüncü dalga olsun istemiyorsak, lütfen el birliği ile sıkı sıkıya tedbirlere uymaya devam edelim.