|
||
![]() |
Bir garip sigara tiryakiliği | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Bu sözü nerden duydum bilmiyorum, ama şöyleydi: “Bazen bedenimize zarar verme ihtiyacı da his ederiz” Yani insanlar olarak yaşantımızda her tür duygu ve davranış süzgecinden geçerken, yanı sıra bir de bedenimize zarar verme ihtiyacı his ederiz. Ne gibi, mesela bir yerini jiletle kesmek gibi, hatta bunu adet haline getirenler var, yapmadıklarında eksiklik hissederler. Yine kızdıklarında başlarını, yumruklarını bir yerlere vuranlar gibi, kendi kendilerini tokatlayanlar vs. Sanırım bedenimize bir zarar verme şekli de, fiziki uygulamanın dışında, çeşitli yiyecekleri, içecekleri ve ilaçları zamansız ve kuralsız bir şekilde kullanma yaklaşımıdır. Bilinçli bir zarar verme girişimi olmasa da, bunlar aslında bilinçli zarar verme girişimlerinden çok daha etkili olabiliyor ve kişiye daha fazla zarar verebiliyor. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz, sigara kullanımıdır. Zaten insan bedenine zarardan başka bir şey katmayan sigaranın agresif bir şekilde kullanıldığını da düşündüğümüzde, adeta bilerek bedenimize büyük bir zarar vermeye çalıştığımızın kanıtı oluyor bu. Sokakta birkaç sigara içme teknik ve taktiğine tanıklık ettiğim için aslında yazıyorum bunları, çünkü ne uzmanlık alanım, ne de sigarayı bırakma günüdür bu gün, fakat karşılaştığım bazı ilginç içicileri anlatmasam, olmayacak gibi… Bir kere Van sokakları bir hayli sigara dumanıyla kaplı, “dertten içenler” mi çoğaldı ne; kimin yanından geçersem duman yutmayayım diye etrafa üfleyerek geçiyorum. Çünkü böyle de bir bahanesi var bazılarının: “İçince rahatlıyoruz, dertlerimizi unutuyoruz” Eminim rahatlıyor ve de unutuyorlardır! Hâlbuki en fazla yeni bir sigara yakana kadardır bu süre, o da fazla çekmez zaten, biraz sonra yeniden bir tane dert unutturan sigara yakana dektir her şey… Şimdi sağlıklısını, direngen olanını anladık diyelim ama bir hastanın sigara içişi doğrusu garip geliyor insana; Mesela geçen gün Maraş Caddesi’nde, iki büklüm olmuş, görünüşünden de muhtemelen ciğerleri çoktan iflas etmiş yaşlı adamın, ellerini arkasında bağlayarak ağzında sigara ile ilerleyişi ilginçti. Zorla yürüyebiliyor, hatta inliyor ama yine de sigara içiyordu, bundan daha güzel bedene zarar vermek nasıl olur acaba? Biraz ötede de rüzgârla boğuşan bir çocuk vardı; 9-10 yaşlarındaydı, bir elinde çakmak diğerinde sigara, rüzgâr çakmağını söndürdükçe o ısrarla yakıyordu, inadı vardı, küçük parmakları arasındaki sigara mutlaka yanmalıydı… Ki eğile büküle sigarasını yaktı da sonunda ve yanan sigarayı dudakları arasına alıp kalabalığa karıştı o da. Belki hava atacaktı çevreye, “bakın ben de içebiliyorum, büyüdüm” diyerekten, ama aslında bedenine zarar vermekten başka bir şey yapmıyordu. Van sokaklarında, sigara içenler arasında İran’dan gelen kadınlar da dikkat çekiyor, sanırım bu da İran’da kadınların halka açık yerlerde sigara içmesinin yasaklanmasının getirdiği bir deşarj olma içgüdüsünden kaynaklanıyor, ama genelde sokakta sigara tüketen kadınlar çok azınlıkta, en fazla çocuklar sigara tüketiyor desem yanlış olmaz. Öyle ya da böyle şu bir garip sigara tiryakiliği ve bedene zarar verme ihtiyacı yüzünden sokaklar sigara dumanı altında, etraf izmarit işgalinde… İki büklüm de olsak, yaşam ile yeniden de tanışsak, bedenimize ve çevremize zarar vermeye devam ediyoruz. |
||
Etiketler: Bir, garip, sigara, tiryakiliği, |