Kusura bakmasınlar ama bir anlamda da “göz açıklık” edip, Kıyı Kanunu diye bir kanunun var mı yok mu, hesaba katmayıp, zamanında “kamp” adı altında kapağı Van Gölü kıyısına atan, kendi üyeleri dışındaki Vanlıyı adeta yok sayan kurumların bu kıyı “işgaline” Vali Murat Zorluoğlu da, ilk yapılan İl Koordinasyon Kurulu toplantısında tepki göstermişti.
Vali Zorluoğlu, bu kurumların Kıyı Kanunu’na riayet etmesi gerektiğini ve bundan böyle bu tür bir “işgali” kabul etmeyeceklerini ifade etmişti.
Tabi biz bundan, kıyıyı işgal eden bu kurumların, belli bir zaman süreci içinde buraları terk ederek, kentin daha uygun bölgelerine yerleşmek için çaba göstereceklerini anladık.
Sonuçta, bu konuyu ilin en yetkili mercii dile getirmişti, herhangi bir sivil toplum örgütü değil…
Tabi İl Koordinasyon Kurulu toplantısı üzerinden yıllar falan geçmedi, ancak en azından kamuoyu bu kurumlardan bir açıklama bekler, çünkü muhatap kurumların temsilcilerinin neredeyse tamamı bu toplantıya katılmış ve bu eleştiri onlara yöneltilmişti…
Ancak günler geçti, halen kimseden bir ses, bir seda, bir kıpırdama yok!
“Ben haklıyım” diyen de yok, “haksızım” diyen de…
“Çekiliyorum” diyen de yok, “kalıyorum” diyen de…
Masumane bir sessizliktir gidiyor, kim ne yapacak, gelecek planlaması nedir, belli değil…
Önceki gün görme engellilerin bir piknik programı vardı, Van Gölü kıyısında bir gün geçireceklerdi…
Herhangi bir kurala takılmadan, denetime tabi olmadan gönüllerince eğlenip sonra da evlerine geri döneceklerdi.
Ama baktık, adres yine bir kamu kurumu…
Şu saatte suya gir, şu saatte çık, şu saatte otur, şu saatte kalk, şu saatte yemek ye, bu saatte çay iç…
Aman ha, görevlilerin canını sıkan bir iş yapmayın!
Şuraya git, ama buraya gitme!
Peki, bu önlemler haksızca mı, hayır, bu kurum buraya yerleşmişse ve bu bölgeden sorumluysa, elbette ki koyacağı kurallar da olacaktır ve siz bu kurallara uymak zorundasınız, hiç de yadırganacak bir yanı yok!
Fakat burayı bir halk plajı, bir halk dinlenme yeri, spor yapılan alan, turistler için eğlence mekânı olarak düşünün, kuşkusuz yine de kurallar ve alınacak önlemler olacaktır, ama kamu kurumlarının adeta “yasa maddesi” haline getirdikleri kurallar kadar keskin olmaz herhalde…
Evet, bazı kamu kurumları üyeleri dışındakilerin de belli bir ücret karşılığı gidip buralarda piknik yapmasına, suya girmesine izin veriyor, ancak insanların buralarda rahat ettiğini söylemek çok zor.
Kamu kurumlarına ait tesislerde hem rahat edilmiyor, hem de farklı amaçlarla kullanmak mümkünken, bu tesisler tek amaçlı yer kaplıyor.
Şimdi eğer kıyıda 10 tane kamu kurumunun “kamp” adı altında birer tesisi varsa, aslında bunların her biri bir halk plajına dönüştürülebilir.
Çeşitli su sporlarının yapılabildiği tesisler oluşturulabilir.
İran üzerinden Van’a gerçekleşen yoğun turist akışı da göz önünde bulundurularak, iç ve dış turizm için eğlence mekânları kurulabilir.
Geçen gün Gevaş Belediyesi, Akdamar adası karşısında bir plajın açılışını yaptı; ilerde, Alanya’da il birincisi takımların katılacağı plaj futbolunun ilk ayağı bu plajda oynandı.
Yani buradaki düzenleme sayesinde artık Van’ın da adını plaj futbolunda duyacağız, ilin tanıtımı için bundan daha güzel araç ne olsun..?
Ama plajın her iki yanına baktığınızda, ne işe yaradıkları pek anlaşılmayan kurum kampları da vardı…
Vali Zorluoğlu’nun söylediklerini dikkate alıp, ne zaman bu görüntüye son vereceklerini biz de merakla bekliyoruz.
Başka ne diyelim
|