|
||
![]() |
Çevre kirliliği | |
E. Tarhan | ||
kalemiminsesi65@gmail.com | ||
Dünyadaki bütün canlıların, insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmaların yaşamını sürdürdüğü dış ortama çevre diyoruz veya ekosistem. Bu ekosistemin kullanılan öğeleri ise hava, su ve topraktır. Hava, su ve toprağa yoğun bir şekilde karışan yabancı maddelerin oluşturduğu kirliliğe de tabi çevre kirliliği diyoruz. Çevre kirliliği, kullanılan bu öğeleri olumsuz yönde etkiler ve ekosistemdeki denge bozulur. Ekosistemin dengesinin bozulması da iklim değişikliklerine sebep olur.
Bildiğiniz gibi çevre kirliliği genel olarak; su kirliliği, hava kirliliği, toprak kirliliği, gürültü kirliği, görüntü kirliliği gibi sınıflara ayrılıyor. Tüm bu kirlilik çeşitleri doğaya zarar vererek doğrudan veya dolaylı olarak üzerinde yaşayan bütün canlılara da zarar veriyor. Ve maalesef ki tüm bu çevre kirliliklerini tek başına insanoğlu yapmaktadır ve tüm dengeyi aslında insanlar bozmaktadır.
Su kirliliği; Zararlı maddelerin suya karışması ile suyun niteliğinin ölçülemeyecek oranda bozulmasıdır. Sanayi atıkları, termik santraller, konutlardan çıkan atık sular, tarım ilaçları ve gübreler, nükleer santrallerin atık suları, toprak erozyonu sonucu oluşan sular su kirliliğinin başlıca sebepleridir. Su kirliliği bitkilerin ve hayvanların ölmesine, insanların sağlık sorunları yaşamasına ve maalesef yaşamını yitirmesine kadar varmaktadır.
Hava kirliliği; atmosferde olması gereken bazı oranlarda yaşamsal gazlar vardır. Bu gazların oranlarının insanlar tarafından arttırılması ve toz, duman ve saf olmayan su buharlarının atmosferde birikmesi hava kirliliğine sebep olur. Hava kirliliğinin artması canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyerek özellikle insanlarda çeşitli sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
Toprak kirliliği ise toprağın verimliliğini azaltacak, özelliklerini bozacak her türlü ekolojik kirlenmedir. Toprak kirliliğine sebep insan faktörleri, hava ve su kirliliğidir. İnsan faktörleri ise toprağa atılan çöpler, tarımsal ilaçlar, gübreler ve radyoaktif atıklardır. Kirli bir gökyüzünden düşen yağmurlar toprağı kirletir ve kirli sularla sulanan topraklar artık kirlidir. Dolayısıyla bu toprakta yaşayan hayvanlar da zarar görür, bu toprakta yetişen ürünlerle beslenen insanlar da zarar görür.
İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen sesler gürültü kirliliğine sebep olur. Özellikle büyük kentlerde oldukça yüksek seviyede gürültü kirliliği mevcuttur. Örneğin yoğun trafik, tren garları ve havaalanına yakın yerlerde uçak sesleri, endüstriyel sanayi sesleri vb. başlıca kirlilik sebebidir. Bu yüksek sesler insanlar üzerinde fiziksel ve psikolojik bazı hasarlara sebep olmaktadır.
Birde görüntü kirliliği var ki doğanın bozulmasıyla, çarpık kentleşmeyle ortaya çıkmaktadır ve bu güzel olmayan, insanı rahatsız eden görüntüler görüntü kirliliği olarak kabul ediliyor.
Sonuç olarak hızla artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için teknolojinin ve buna bağlı olarak endüstrinin de gelişmesi kaçınılmazdır. Sanayideki bu artış da beraberinde çevre kirliliğini getirmektedir. Çevre kirliliği de var olan doğal kaynakların hızla tükenmesine neden olmaktadır. Sanayileşmenin ve kentleşmenin artmasıyla insanların ihtiyacı olan tüm hammaddeler doğadan karşılanmakta ve bu da doğal kaynakların hızla azalmasına ve tahrip olmasına neden olmaktadır. Yani plansız ve yanlış bir şekilde kullanılan kaynaklar doğayı kirleterek yok olmakla yüz yüze bırakmaktadır. Özellikle kentlerde artan enerji ihtiyacını karşılamak için yapılan nükleer enerji santralleri de doğamızı kirleten sebeplerden birisidir.
Dikkat ederseniz, doğamızı kirleten her ne olursa olsun; sonuç itibariyle içinde insan unsurunu barındıran sebeplerle doludur. Kendi elimizle kendi dünyamızı kirletiyoruz ve bu kirli dünyanın içinde yaşamaya çalışıyoruz sonra. Çevreye verdiğimiz zararı doğa bir yere kadar tolare edebiliyor elbet ancak zaman zaman da doğanın nasıl intikam aldığına da hep birlikte şahit oluyoruz. Doğayla savaşıyoruz sanki! Doğayla savaşmak ne kadar mantıklı peki? İşte tam burada aklıma gelen bu sözle bitireyim; "Doğayla savaş halindeyiz, eğer kazanırsak, kaybedeceğiz."
Çevremizi kirleten sebepleri aşağı yukarı hepimiz biliyoruz. Bilmemek mümkün olur mu, insan olarak bunun ana unsuruyuz ne de olsa! Bir sonraki yazımızda da çevre kirliliğinin önüne nasıl geçebileceğimizi konuşalım. Sağlıcakla kalın.
|
||
Etiketler: Çevre, kirliliği, |