|
||
![]() |
Değerlere sahip çıkmak! | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Dünyanın neresinde olursa olsun, insanların yaşam alanı olarak seçtikleri her kentin kendine has özellikleri ve yine doğal yapısı ve tarihi geçmişi nedeniyle kendine has değerleri vardır. Havasını soluduğumuz, ekmeğini yediğimiz, suyundan içtiğimiz kentimiz Van’ın da doğal yapısı ve tarihi geçmişi nedeniyle aynı şekilde, hem kendine has özellikleri, hem de değerleri vardır. Tarihi açıdan baktığımızda, Van’ın en önemli değerlerinin başında Tuşba adıyla Urartu gibi 3 bin yıllık bir medeniyetin başkenti oluşu geliyor. Yani Van, aslında kadim bir tarihi başkenttir. Kentte, onun bu tarihi önemini anımsatan kaleler, kanallar, değirmenler, tapınaklar, ibadet yerleri, yazıtlar ve meslekler mevcut. Mesleklerden mesela savat gümüşçülüğü gibi, ya da çömlekçilik gibi, terk edilen değirmen kültürünü ve diğer bazı meslekleri saymıyoruz tabi. Doğal yönüyle baktığımızda ise, Van’a aslında biçim veren Van Gölü’dür. Hem sağladığı görüntü, hem de yaşamsal açıdan belki bizim değil ama dünyanın en çok konuştuğu, ders kitaplarında temel konulardan biri olan Van Gölü. Kıyısındaki farklı gözleriyle kedisi ve içindeki dünyanın tek endemik tür İnci Kefali balığı ile kente biçim veren Van Gölü. Şimdi siz o gölü yok sayın, bir anda hafızanızdan silin, gölün olmadığı bir Van hayal edin, bakalım hayalinizdeki Van’ı beğenecek misiniz? Tabi ki beğenmeyeceksiniz, çünkü siz hayalinizde, kentinize hayat veren bir değeri yok ettiniz, onu yarım bıraktınız..! Evet, Van Gölü yoksa Van yarımdır..! O zaman bu değerlere sahip çıkmamız gerekiyor; Nasıl mı..? Van’ın geçmişten günümüze gelen tarihini birleri tahrip etmeye çalışıyorsa, eserleri kırıp döküyorsa, buna müsaade etmeyeceğiz. Kendimizi de katarak, birileri gölü kirletiyor, ilgilenmiyor ya da doğasını bozmaya çalışıyorsa buna da müsaade etmeyeceğiz! Neden bunları söylüyoruz, çünkü bunlar oluyor ne yazık ki, hem tarihe karşı sorumlu bir tutumumuz yok, hem de Van Gölü’nün kirlenmesine ve yıpranmasına karşı… Mesela tarihle ilgili başkasından değil, kendimizden şöyle bir örnek verirsek sanırım ne demek istediğimizi ifade etmiş olacağız: Van Kalesi’nde birkaç yıldır Van’ın esas tarihinin gün yüzüne çıkarılmasıyla ilgili kazı çalışmaları var, çalışmalara sonbaharda ara veriliyor. Gölün durumu ise hepimizin malumu, özellikle kent nüfusunun göçlerle artmaya başladığı 1990 yılından bu yana, kirlenme ve yıpranma bakımından gölün başına gelmeyen kalmadı, bu durum devam ediyor. Tabi bu söylediklerimize duyarlı çevreciler ve aktivistler son yıllarda belli bir çaba içindedirler, konuya dikkat çekmek için bisiklet sürüyorlar, dağa tırmanıyorlar, sosyal medyada duyarlılık oluşturmaya çalışıyorlar. Bu umut verici bir durum, çünkü hem değerlere sahip çıkmanın bir göstergesidir bu, hem de hakikaten var olan değerlerin kurtarılmasında, zararın geldiği noktadan dönülmesinde dikkat çekicilik açısından etkin bir çabadır da… Gerçi bu tüm bir havzayı ilgilendiren, yani Bitlis ve ilçelerini de ilgilendiren bir konu ama Van Büyükşehir Belediyesi’nin de arıtma tesisi ve çöp depolama sistemi konusunda çalışmaları var, bunların herhangi bir aksaklık yaşanmadan hayat bulması çok ciddi bir katkı olacaktır. Geriye tüm vatandaşların ve kurumların duyarlılığı ile kıyıda yaşanan bazı aykırılıklara karşı Van Gölü Koruma Kanunu çıkarmak kalıyor, hani herkes duyarlı olursa böyle bir kanuna da ihtiyaç yok ya, ama yine de atı sağlam kazığa bağlamak gerekiyor. Van milletvekillerinin geçmişte gayretleri vardı, tekrar TBMM gündemine gelmesi çok yerinde bir davranış olacaktır. |
||
Etiketler: Değerlere, sahip, çıkmak!, |