|
||
![]() |
Deprem ve vicdan | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Önceki gün, Van’da, 2011 yılında meydana gelen ilk büyük depremin yıldönümüydü. İlk büyük deprem diyorum, çünkü ilki Ekim ayında medyaya gelen aynı yılın Kasım ayında da ölümlere ve ağır maddi hasarlara yol açan ikinci bir deprem daha olmuştu Van’da. Keza bu her iki depremde toplam 644 kişi yaşamını yitirmiş, binlerce kişi yaralanmıştı. Önceki gün, bu depremlerle ilgili bir çalıştay düzenlendi, dün de devam etti. Çalıştayın açılışında yapılan konuşmalarda önemli mesajlar verildi, çalıştaya farklı üniversitelerden gelen akademisyenler de deprem ve kentsel dönüşüme dair önemli bilgiler verdiler. Dikkat çekici olan, konuşmalarda sık sık “deprem” ve “vicdan” sözcüğünün yan yana kullanılmasıydı. Bunlardan, “Çürük binalar değil, vicdanlardır ölümlere sebebiyet veren” tanımı önemliydi. Bu tanımla, “binaların değil, tedbirsizliğin ölümlere yol açtığı” ifade ediliyordu. Mimarların, mühendislerin, müteahhitlerin, üniversitelerin, siyasetin, yerel yönetimlerin görevlerini iyi yerine getirmediğine vurgu yapılıyordu. Tabi bu konuşmalar ve bu gibi gerçekler arasında depremde görev alanlara ve siyasilere alkış tutuldu. Mesela çalıştayda, Van’da şu aralar harekete geçmek üzere olan fay hatları olduğundan söz edilirken, kimse acaba “var mı bir planlama?” diye düşündü mü? Sanırım biraz zor, çünkü pek fazla bu gibi konuları irdelediğimiz söylenemez, öyle olsa, her deprem bir öncekinden daha yıkıcı olmazdı. “Van’ın halen neden bir kütüphanesi, açılan bir müzesi yok?” diyen peki… Ve ya, “kenar mahallelerde halen deprem yıkığı evlerde, konyetnerlerde yaşayanlar var, yeni yeni yıkılan binalar var” diyen… Hiç sanmıyorum, çünkü bir toplantıdaki hatiplerin yönlendirmesi ne tarz ise, dinleyiciler de en fazla o tarzda bir eğilim içinde olurlar. Olaylara eleştirel bakış konusunda zaten genelde, dar ve kadük bir durumdayız. Böyle bir afetin yıldönümünde elbette ki “deprem-vicdan” karşılaştırması oldukça isabetli bir karşılaştırma, ancak bu sadece depremden önce alınmayan önlemler için değil, depremden sonra henüz giderilemeyen eksikleri de kapsamalı diye düşünüyorum. Kuşkusuz depremden sonra Van’a gelen, bırakın yardımda bulunanı, hal hatır sormak için geleni bile önemsiyoruz. Kaldı ki, hayati önemde katkıda bulunanların çabaları görmezden gelinemez. Bunlar da oldu. Ancak zamanında önlem almadığı için bir mühendis, mimar, müteahhit ne kadar depremin zararlarından sorumluysa, deprem meydana geldikten uzun süre sonra halen süren mağduriyetlerle ilgili olarak da mutlaka birilerinin sorumlu olduğunu bilmek gerekiyor. Böyle bir yaklaşımla hareket edilirse, belki mühendis, mimar, müteahhide söyleyecek sözümüz olur, yoksa kendimizi izah edemeyiz. |
||
Etiketler: Deprem, ve, vicdan, |