Geçen hafta çevre kirliliği ile ilgili görüşlerimizi paylaşmıştık. Bu hafta da bu kirliliği azaltmanın yolları hakkında görüşlerimizi paylaşalım müsaadenizle...

 

Aslında bu kirliliği azaltmak için bireysel yapılacaklar olduğu gibi kamu otoritelerinin de yapması gerekenler var. Öncelikle hava kirliliğini azaltmak için fosil yakıtların kullanımını azaltmalıyız. Fosil yakıtlar; taş kömürü, linyit kömürü, petrol ve türevleri şeklinde sıralanıyor. Bunların kullanımını azaltarak ısınma ve enerji üretiminde doğalgazdan, güneş enerjisinden, jeotermal enerjiden ve hidroelektrik santrallerinden faydalanmalıyız. Sanayi tesislerini mutlaka yerleşim yerlerinin dışında kurmalıyız ve bunu yaparken doğaya ve yeşil alanlara zarar vermemeliyiz. Ayrıca sanayi atıklarını havaya vermeden önce mutlaka arıtmalı ve bunun kontrollerini sık sık yaparak denetlemeliyiz. Arabalarımızın egzozlarından çıkan gazları azaltacak önlemler almalıyız. Günümüzde herkesin bir arabası var belki ancak insanları toplu taşıma araçlarını kullanmaya özendirmeliyiz ki doğaya salınan egzoz gazı miktarını azaltabilelim. Bunu ne kadar başarabiliriz, tabiki tartışmalı! Ayrıca mutlak suretle boş olan ve tarıma elverişli olmayan arazilerde ağaçlandırma yapılmalı ve bunun yanı sıra ormanlar da mutlak suretle korunmalıdır. Tarım arazisi açmak için veya yerleşime açmak için ormanların tahribi kesinlikle önlenmeli ve orman yangınlarına karşı önlemler alınmalıdır.

 

Sularımızın kirliliğini azaltmak içinse yine endüstriyel atıkların mutlaka arıtılması gerekmektedir. Evsel atık suları da arıtılmalı ve doğaya en az zarar verecek hale getirilmelidir. Topluma, suyu tasarruflu kullanma ve su kirliliklerine karşı bilgi verilmeli ve bireysel önlemler de alınmalıdır. Ki hepimiz eminim şunu duymuşuzdur; "Dişlerinizi fırçalarken suyu kapatın." Bahçelerinizi çeşme suyu ile sulamayın gibi gibi.. Akarsulara ve durgun sulara “denizlere, göllere” çöp atmamalıyız ve atanları uyarmalıyız. Çocuklarımıza da doğal güzellik olan su kaynaklarımızı ve çevremizi koruma fikrini aşılamalıyız.

 

Toprak kirliliğini önlemek ve toprağımızı korumak için yine benzer şekilde sanayi atıkları arıtılmadan toprağa verilmemeli, evsel atıklar mümkün olduğunca geri dönüşüm yapılarak toplanmalı ve imha edilmelidir. Tarım ilaçları ve kimyasal gübreler bilinçli bir şekilde kullanılmalı ve fazla gübre kullanmaktan kaçınılmalıdır. Çiftçilere bilgi vererek toprağın yanlış işlenmesi ve yanlış sulanması durdurulmalıdır. Otlak ve meralar korunmalı, erken otlatma azaltılmalıdır.  Nükleer santraller de kurulacaksa şayet, toprağa zarar vermeyecek yerlerde kurulmalıdır.

 

Dünya üzerinde birçok canlı yaşamakta ve ekosistemi oluşturmaktadır.  Bu ekosistemi koruyamazsak ve dengesini bozarsak zararını yine biz görürüz. Havayı kirletirsek ağır solunum yolu hastalıkları ile karşılaşırız. Suyu kirletirsek, içecek sağlıklı su , yiyecek balık bulamayız, yazın serin sularda yüzemeyiz. Toprağı kirletirsek kirli toprakta yetişmiş sağlıksız ürünler tüketmek zorunda kalırız ve bir çok sağlık sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalırız. 

 

Doğal çevrenin kirlenmesi maalesef bütün dünyada büyük bir sorundur. Hızla artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için maalesef doğayı tahrip ediyoruz. Bunu sadece biz insanlar yapıyoruz. Elbette yaşamak için doğadan faydalanmak zorundayız ama bunu planlı ve bilinçli bir şekilde doğaya elimizden geldiğince daha az zarar vererek yapmak zorundayız. Bunu yapmazsak eğer biz değilsek bile bizden sonraki nesil bunun zararını görecektir. Doğayı ve yeşili sevelim, koruyalım.  Çocuklarımızı bu bilinçle yetiştirelim. Çevremizi temiz tutalım. Denizlere, göllere, akarsulara sahip çıkalım, çöp atmayalım. Geri dönüşüm fikrini benimseyip yaygın hale getirelim.  Evlerimizde uygulamaya çalışalım. Sokaklarımızı, caddelerimizi park ve bahçelerimizi temiz tutalım. Kent içindeki park ve bahçeleri çoğaltalım. Yeşilin, ağacın, toprağın insana bahşedilmiş birer lütuf olduğunu bilelim. Doğamıza saygı duyalım ve onun nimetlerinden onu incitmeden faydalanalım.