|
||
![]() |
Evet, Başladık… | |
E. Tarhan | ||
kalemiminsesi65@gmail.com | ||
Pazartesi günü eğitim öğretim hayatımızın (veliler olarak biz de okullu olduk tekrar) ikinci dönemi başladı. Öncelikle öğrencilerimize başarılar, öğretmenlerimize ve velilerimize de kolaylıklar diliyorum.
Bildiğiniz gibi okul, çocuklarımızın öğrendiği, geliştiği ve kendini zorlu hayata hazırladığı ikinci evidir. Öğretmenleri de ikinci anne ve babaları. Çok meşakkatli bir süreç yaşayarak hayata hazırlanıyor çocuklarımız. Bu süreçte onlara destek olmak ve tecrübelerimizden faydalanmalarını sağlamak bizim asli görevimizdir. Önlerinde uzun bir yol var kat etmeleri gereken ve bu uzun yolda onlara yol arkadaşlığı etmeliyiz diye düşünüyorum.
Ana sınıfında başlıyor macera ve giderek tatlı bir zorluğa dönüşüyor. Zaten çocuklar ana sınıfını okul olarak değil de eğlenerek öğrendikleri bir oyun bahçesi olarak görüyorlar. Asıl zorluk birinci sınıf itibariyle başlıyor. Okumayı öğrenmek, harfleri ve sayıları tanımak, yazı yazmaya başlamak yorucu ve zor bir süreç. Burada öğretmen kadar velilere de büyük görev düşüyor. Eğer veliler gerektiği kadar ilgilenir ve yardım ederlerse, çocuklar daha başarılı oluyor. Örneğin bir ailede anne ve baba kitap okuyorsa çocuk da ister istemez okumaya yöneliyor. Okumayı bir an evvel gerçekleştirmek ve ailesine katılmak istiyor.
Tabi ki sadece okuma yazmayla bitmiyor bu iş. Kademe kademe devam ediyor süreç. Temelden
İngilizce öğreniyorlar. Matematik en önemli ve en çok zorlayanıdır
aynı zamanda. Temeli ilkokulda atılıyor ki bu hayatının geri kalanında kullanacağı asıl temel. Toplama,
çıkarma, çarpma, bölme. Hayatımızın neresinde kullanmıyoruz ki.
İşte bu sebepledir ki çocuklarımız bu temelleri atarken onlara yardımcı olursak, bu temellerin sağlam olmasını sağlarsak ileride daha az zorlanırlar.
Okumak, bir meslek sahibi olmak hiç de kolay değil. Ne zorlu sınavlara tabi tutulacaklar. Onun için önce çocuklarımızın temellerini sağlam oluşturmalarını sağlamalıyız. Ders çalışmayı sevdirmeliyiz. Sıkılmadan kitap okumayı benimsetmeliyiz. Hayata hazırlamalıyız onları.
Veliler ne kadar ilgili olurlarsa çocuklar da o kadar başarılı olurlar. Hani karne törenlerinde öğretmenler diyor ya; bu karnedeki notların yarısı çocuğunuzun, yarısı sizin. Eğer gerçekten yeterince ilgilenirseniz, sevgiyle, şefkatle yaklaşarak çocuklara bir şeyler anlatırsanız, öğrenmeyen çocuk olmaz.
Çocuğu kendi başına bırakırsanız ders çalışmaktan çok çabuk sıkılır. Oyun oynamak daha cazip gelir ve ders çalışmak, kitap okumak
yerine oyun oynamaya yönelir. Oyun oynar, televizyon izler, tablet ve telefonlara merak salar. Tabi ki onlar da olacak bir çocuğun hayatında ama işte o dengeyi sağlamak velilerin görevidir.
Çocuk elbette oyun da oynayacak, çizgi film de izleyecek. Ancak bunu sınırlı sürelerde yaptırmak ailenin gözetiminde olmalı. Ne zaman ders çalışılacak, ne zaman televizyon izlenecek, saat kaçta uyunacak hepsi bir düzen içinde olmalı. Bunu yapmak inanın ki zor ama elimizden geleni yapmak zorundayız.
Zorlu bir süreç. Başta da belirttiğim gibi çocuklarımızla beraber tekrar okullu olduk. Yeniden her şeyi onlarla beraber öğreniyoruz. Onlarla beraber omuz omuza bu mücadeleyi vermek zorundayız. Her anne baba evladını en iyi yerlerde görmek ister. Bunun için veliler olarak bizler de üzerimize düşeni yapmak durumundayız. İlkokuldan üniversiteye kadar ne biliyorsak, ne kadarını verebiliyorsak çocuklarımıza elimizden geleni yapmalıyız. Nasıl ki saksıda bir çiçek büyütmek özveri ve emek ister, çocuklarımız da öyle. Emek vererek büyütüp, zorlu şartlarda nasıl ayakta kalınması gerektiğini öğretmek zorundayız onlara. Problem çözme yeteneğini geliştirmeli ve nasıl kendini ifade etmesi gerektiğini öğretmeliyiz.
Her şarta hazır olmalı çocuklarımız. Çünkü onlar bizim geleceğimiz. Çünkü onlar ülkemizin geleceği. En iyi şartlarda yaşamalı ve yaşatmalılar. Geleceğimiz onlara emanet…
|
||
Etiketler: Evet,, Başladık…, |