|
||
![]() |
Festivalleri nasıl anlıyoruz? | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Hakkâri’de 3 yıldır ‘Ters Lale ve Uçkun Festivali’ düzenleniyor. Düzenleyen ise, İl Kültür Müdürlüğü ve ildeki paydaş kurumlar… Durum böyle olunca içerik de zengin oluyor. Mesela, geçen yıllardan biliyoruz; festival kapsamında halk oyunları, defile ve konser gibi etkinliklerin yanı sıra Hakkâri mutfağı, ters lale ve uçkun güzeli, en çok uçkun yeme ve en iyi uçkun ile ters lale resim ve fotoğraf yarışmaları düzenleniyor. Dün de bu içerikte, festivalin 3’üncüsü yapıldı. Van’da da ‘Uçkun Festivali’ planlanıyor, belki gecikmiş bir karar ama fark edilmiş olması da son derece önemli. Tabi burada İl Kültür Müdürlüğü değil, bir sivil toplum organizasyonu, Vangölü Aktivistleri el atmış konuya, ifade ettiklerine göre gelecek Mayıs ayında, Van ve Bitlis’te festivalin ilkini gerçekleştirecekler. Büyük ihtimalle süreç içerisinde, diğer kurumlar da konunun önemine binaen aktivistlere katılım sağlarlar. Konu neden önemli? Çünkü her vesile kent için, havza için, ya da bölge için diyelim bir tanıtım fırsatıdır, turizm için bulunmaz bir nimettir. Festivaller bu açıdan önemli fırsatlardır. Van’ın son derece dikkat çekici ve fazla sayıda festival fırsat alanları varken, Van’daki festival sayıları çok sınırlıdır; Hem sınırlı, hem de düşük düzeyli… Ses getiren bir konuma geçemiyorlar, belki en fazla ses getirme özelliği olan İnci Kefali göçü festivalidir, ama el birliği edilmeyince, çoğu kesim yabancı durup katkı sunmayınca, sönük kalıyor. Gençlik Festivali tam da ses getirecekken, bu bizi ürkütüyor; ilginç, ama öyle… “Akdamar’da Badem Festivali!” diye öneride bulunuyor insanlar, kimseden ses yok, ses çıksa da çok cılız, “seneye” denip işin içinden çıkılıyor, bir açıklama, bir heyecan, tekrardan gündeme taşıma niyeti kimsede yok! Bahçesaray’daki ‘Ceviz Bal Festivali’nin aynısı başka bir ilde yapıldığında, mesela Artvin’de, çok daha fazla ses getirebiliyor. Çatak’taki doğa harikası, bir doğup bir daha doğan, her yıl tekrar tekrar kendini görkemiyle hatırlatan Kanispi, başka bir kette mi doğmalıydı acaba..? Traventerin, Peribacasının, kalenin, höyüğün, kanalın, şelalenin festivali mi olur demeyin, olur, tek tek olmasa da, hep beraber olur, öyle olmasa da ikisi, üçü beraber olur, neden olmasın? Ya da, düzenlenecek farklı etkinliklerle, ‘Van Gölü’ adı altında bir festival… Van’ın sanırım bu konuda, biraz daha toparlanması gerekiyor. Seçenekler çok, bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Değerlendiremiyorsak, herkesin bir öz eleştiriye ihtiyacı var demektir; Dileriz olur. Biraz gayret… |
||
Etiketler: Festivalleri, nasıl, anlıyoruz?, |