Malum artık havalar yavaş yavaş soğuyor. Hani derler ya “yazdan kalma günler” diye, işte şu ara tam da o günleri yaşıyoruz. Havalar iyice soğumadan, evlerimize kapanmadan, biraz hayatlarımıza hareket katalım diye bu yazıyı yazmak istedim.
Her gün düzenli bir şekilde yürüyüş yapmak çok faydalı, sanırım bu durum artık herkesin malumu. Çağımızın hastalığı olan obeziteyle mücadelede yürüyüş yapmak ve günlük en az yarım saat hareket etmek önemli bir rol oynuyor. Yürüyüş yapmanın bir çok faydası var. Kaslarımızı ve iskelet sistemimizi güçlendiriyor. Kalp ve damar hastalıklarından dolayı doktora gittiğinizde, yürüyüş tavsiye ettiğini az duymamışsınızdır. Yine şeker, tansiyon ve kolestrol gibi hastalıkların da tedavisine en iyi destek yürüyüş yapmaktır. Hareket ederek metabolizmayı hızlandırırız ve sindirim sistemimiz düzenli çalışmaya başlar. Yürüdüğümüz esnada daha düzenli nefes alıp verdiğimiz için daha çok oksijen alırız ve solunumsal kapasitemiz artar. Daha rahat uyumamızı sağlar. Yani yürüyüş yapmak aslında bulunmaz bir nimet.
Ancak toplum olarak ve toplumsal yapımız yüzünden çok fazla yürüyen bir millet değiliz. Yürüyüş yapmaktan ziyade gün düzenlemeyi, yemeyi içmeyi daha çok seviyoruz gibi. Ve yediğimiz içtiğimiz ürünlerin ne kadarı doğal diye de sorsak, orası da sıkıntılı. Bu yüzden kendimizi korumak ve güçlendirmek istiyorsak eğer hergün en azından yarım saatlik bir yürüyüş hiç fena olmaz. Havalar güzelken değerlendirmeli ve yürüyüşler yapmalıyız. Sobalar, kaloriferler, kömür sobaları yanmadan önce temiz havayı ciğerlerimize doldurmalıyız.
Yani mümkünse düzenli olarak yürümeliyiz. Ama eğer dışarı çıkamıyorsak başka alternatif hareket etme yolları bulmalıyız kendimize. İp atlamak, egzersiz yapmak, pilates yapmak, dans etmek gibi yöntemlerle hayatımıza hareket katabiliriz. Hiç değilse yarım saatimizi aralıksız bir şekilde buna ayırarak eklemlerimize, kaslarımıza ve yaşamımıza bir hareket katmalıyız. Çocukluğumuzda hiç yerimizde duramazdık. Yürür, koşar, atlar zıplardık. Yaşımız artarken hareketimiz maalesef azalıyor. Buna bi dur diyelim ve sağlık için hayatımıza hareket katalım…
|