|
||
![]() |
Herkes hemfikir!... | |
Ferit Hayva | ||
ferithayva@hotmail.com | ||
Kentlerin ayağa kalkması, mevcut durumlarını değiştirip dönüştürmesinin, genel kanıda yöneten ve yönetilenlerinde kent aidiyeti ile doğrudan ilgili olduğu söylenir. Bu konuda belli kentlerin bu anlamda ileri düzeyde bir gelişmişlik gösterdikleri de yine anlatıcılarca vurgulanır durur.
Böylesi ihtiyaç olan kent bilinç ve aidiyetini ileri düzeylere taşıyamayan kentler geri kalan, kendi içinde sorunlar yaşayan oldukları da yine anlatanlar tarafından dile getirilendir. Bu kadar açık ve net bir şekilde kentlerin gelişimini bu bağlama oturtanların da yine kenti yönetenler olduğu da bir gerçektir!.
Bu anlamda kentimiz boyutunda pazartesinden başlayan ve bugüne kadar devam eden yoğun toplantılı bir haftada dile getirilen de bu temeldeydi. Neydi derseniz, her kürsüye çıkan kent kurum yönetenleri, seçilmiş - atanmışları, hemen herkes kentin gelişmemesini kent bilinç ve aidiyetine bağlamış, mutlaka bu eksiğin kentin gelişimi önünde bir engel olmaktan çıkarılması üzerine durmuşlardı. Böylesi bir belirleme doğrusu bu kadar sorunlu bir kentin onca derdine derman olması anlamında çokta zor olmaması gereken bir talep diye düşünüyoruz!. İlginç olansa bunu söyleyenlerin kentin yönetim tabakasını oluşturanlar olmasıdır. Bu gerçekle hareket ettiğimizde yapılması gereken bu kadar aynı şeyi söyleyip bu kadar aynı doğruda buluşan bir kent yönetiminin, artık bunu kürsüden indikten ve hepsinden öte mecburi ya da kentsel ihtiyaçtan dolayı bir araya geldiklerini hesaba kattığımızda bu sorun çözen ihtiyacın hızlıca kent gerçeğinde yaşam bulması, sorunları çözmesidir. Ki bunu beklemek de her halde kentin yönetilenlerinin hakkı olsa gerek.
Kent bir araya gelmek ve aralarındaki sorunları kent beklentilerinin önüne koymadan kurum ve kendileri için bir çözüm olarak görmesidir. Yöneten erkin artık bundan sonra kendilerini bağlayan bu birlikte hareket, kent aidiyeti konusunda belirlenimi için yapacakları tek şey bir araya gelip var olan güç birliğini, adına yakışır şekilde kentin sorunlarının çözümünde kullanıma sokmaktır.
Bu saatten sonra son bir hafta içinde yazılı görsel basından da okunduğu - izlendiği üzere kentin neredeyse tepe yöneticisi bütün seçilmiş ve atanmışları ağız birliği yapmışçasına kavga etmeyeceklerini, birbirilerine el uzatacaklarını, birlikte hareket edip kentin sorunlarını güç birliği içinde çözecekleri konusunda kendilerini bağlamış olmalarıdır. Basın ve kamuoyuna düşen de artık kavga değil, işbirliği içinde kentin önüne gelen fırsatların kentin atanmış, seçilmiş yapısınca değerlendirilerek çözümler üretilmesi noktasında süreci takip etmesi ve atılan adımlara destek olmasıdır. Her kim ki (atanmış-seçilmiş)bundan sonrası için bir araya gelmez, bahane üretir, kent aidiyeti konusunda bir yerlere kaçmaya çalışırsa önüne konulacak olan bu hafta içindeki toplantı ve oturumlarda dile getirdikleri gerçekler olacaktır.
Kimsenin bahanesi kalmamıştır. En son gelinen noktada kent yönetenleri sorunu bir araya gelmemek, kendi aralarında kavga etmek, kurumlar arası işbirliğini yaratamamak ve kent aidiyeti içinde hareket etmemek olduğu noktasında birleşmişlerdir. Geriye kalıyor hastalığın teşhisinin ardından tedavisine başlanmasıdır. Kimse artık bahanelere sığınamaz, bahane üretemez… Şimdi kenti ayağa kaldırmak için kentin seçilmiş-atanmışlarının mutabık kaldıkları bir araya gelerek, kavga etmeden birbirlerine el uzatarak, ortaklaşarak sorunları yerel ve merkezi düzeyde çözüme taşımaktır.
Bu konuda herkes hemfikir olduğuna göre yapılması gereken söyleyenlerin, söylediklerinin arkasında durup en kısa sürede bu söylemi pratiğe dökerek topluma bu anlamda bir görüntü vermek, bu bağlamda çalışarak el birliğiyle güçleri ortaklaştırarak kent aidiyetiyle hareket edip sorunları bütün boyutlarıyla çözüme taşımak, kenti düze çıkartmak olmalıdır.
|
||
Etiketler: Herkes, hemfikir!..., |