|
||
![]() |
Lütfen... | |
E. Tarhan | ||
kalemiminsesi65@gmail.com | ||
Aslında geçtiğimiz haftalarda yazmıştım. Fakat konunun önemine binaen bir kez daha yazmakta fayda var sanırım. Vanlıların deyimiyle “Van Balığı”ndan söz ediyorum. Malum olduğu üzere 15 Nisan tarihinden itibaren avlanma yasağı başladı. 15 Temmuz tarihine kadar Van Balığı'nın avlanması yasak. Ama gelin görün ki, bu yasağı delenler oluyor! Henüz avlanma yasağı yeni başlamasına rağmen kaçak avcılığa yeltenirken görevliler tarafından haklarında işlem yapılanlar olduğunu okumaya başladık bile gazete sayfalarında. Lütfen yapmayalım bunu. Hem görevlilerin işini zorlaştırmayalım, hem de bu bilince artık ulaşalım. Kimse keyfinden 3 ay avlanma yasağı uygulamıyor. Bu bir gereklilik. Balığın üremesini gerçekleştirebilmesi için, neslini devam ettirebilmesi için bir gereklilik. Bu kadar açık ve net. Bize düşen de bu süreci desteklemek. Balığın göçüne de, üremesine de saygı duymak. Nihayetinde balık neslini devam ettirdiği zaman, üremesini gerçekleştirdiği zaman bundan kazanacak olan yine bizleriz. Geçen okuduğum haberin satır aralarında vardı; “14 bin insan Van Balığı'ndan geçimini sağlıyor.” Dile kolay, 14 bin insana ekmek olan, aş olan balığa, saygı duyulmaz da ne olur acaba? Belki huylu huyundan vazgeçmekte zorlanabilir, yani bunu iş haline, alışkanlık haline getirip, av yasağı döneminde kaçak avlanmak isteyenler olabilir, umalım ki bunları yapmasınlar, vazgeçsinler. Ancak realite ki; bunları yapanlar da mutlaka olacak. Elbette ki kolluk kuvvetleri gerekli denetimleri yapıyor, birçoğuna da göz açtırmayacaklar, ama aradan kaçmayı başaranlar, balığı şehir içinde satanlar da olacak elbet. İşte tam da bu noktada asıl iş vatandaşa düşüyor. Vatandaş ne yapacak peki; “Bu balığı almayacağız 15 Temmuz tarihine kadar. Yemeyeceğiz.” diyecek. Ya emin olun ki, belki 3 ay değil, çok daha fazla bir süre Van Balığı yemeyenlerin, yasak döneminde balığı alma eğilimi göstermesi de tuhaf bir durum. Ama bu kez böyle yapmayalım, 3 ay Van Balığı yemezsek emin olun ki hiç birşey kaybetmeyeceğiz, aksine kazanacağız. En basitinden, doğal bir döngüye girecek olan bir canlıya saygı göstermiş olacağız. Hak edene saygı göstermek ne kadar güzel bir davranış şekli değil mi? Van Balığı da işte bu saygıyı hak ediyor. Bu nedenle gelin, yavrulayacak olan balığa kıymayalım. Çok değil ya, bakın şunun şurasında 3 ay bile kalmadı artık. Mecbur muyuz bu dönemde Van Balığı yemeye? Tabiki de hayır. Ama saygı göstermeye mecburuz. Bu nedenle 3 ay dokunmayalım, sonra herkes dilediği kadar Van Balığı yesin. İyisi mi ne yapalım bu dönemde biliyor musunuz? Bir yandan balıklar göçe hazırlanırken, bizler de bir festival havasında bu göçü izlemeye hazırlanalım. O eşsiz yolculuğa tanıklık edelim. Zorlukları nasıl aştıklarını görelim. Kayaların üstünden nasıl bir azimle ilerleyebildiklerine hayranlıkla şahit olalım. Saygı duyalım bu durumlarına... Bu şekilde yaparsak, balığı yemekten aldığımız zevkin kat be kat daha fazlasını alırız. Ben bu iddiadayım! İnanmayan varsa, lütfen bu 3 ay boyunca Van Balığı tüketmesin, balığa kıymasın, ama gelip göçünü izlesin. Bakalım hangisi daha zevkli, hangisi daha haz veriyor? İşin özeti; balığa saygı lütfen. Balığın göçüne saygı duyanlar, bu dönemde avlamayanlar, satmayanlar, almayanlar da elbette ki saygının en güzelini hak ediyor. Tabi yasak dönemi umrunda olmadan hareket etme niyetinde olanlar varsa da, yine saygı çerçevesinde bir çift lafla bitirelim; “Lütfen bu güzelliğe kıymayalım! Gelin hep beraber koruyalım.” |
||
Etiketler: Lütfen..., |