|
||
![]() |
Maalesef rehavet havası var! | |
E. Tarhan | ||
kalemiminsesi65@gmail.com | ||
Tüm dünya ile birlikte ülkemizi, ilimizi de etkisi altına alan koronavirüs, hızını kaybetmiş gibi görünse de, sinsi sinsi bulaşmaya, can sıkmaya devam ediyor. Yeni normal yaşam çerçevesinde bazı yasaklamalar esnetildi, yeni serbestlikler getirildi. Ancak yeni normal yaşam çerçevesinde; olmazsa olmaz olarak da maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Bunlara ne kadar dikkat ediyoruz, sosyal mesafeyi ne kadar koruyabiliyoruz, maskeyi kaçımız kullanıyoruz veya ne kadarımız doğru kullanıyoruz bu konular tartışılır. Ancak şunu kabul etmek gerekiyor ki; hepimizde bir rehavet havası oluşmuş gibi. En azından benim gözlemim bu yönde. Bayram öncesine kadar daha bir dikkatli davrananların bile şimdilerde rehavetin esiri olduğunu söylersek çok da yanlış söylemiş olmayız sanırım. Ziyaretler, yeniden kalabalık ortamlar oluşturmak falan… Evet, kabul etmek gerekiyor ki zor bir süreç. Belki çoğumuz sıkıldık, eski alışkanlıklarımızdan uzak kalmaktan! Ama işin içinde sağlık varsa, eşimiz, dostumuz, sevdiklerimiz varsa, sıkılsak dahi kurallara uymaktan başka şansımız yok. Tedbirlerin, yeni normal çerçevesinde biraz gevşetilmiş olması, bizlerin de gevşemesi, rehavete kapılması anlamına gelmiyor. Tam tersi, sıkı tedbirlerin biraz gevşetilmesi, yeni normale geçilmesi esnasında bireysel olarak bizlerin çok daha fazla dikkatli davranması gerekiyor. En önemlisi de şu rehavet belasından kurtulmamız şart. “Yok ya bitti, bir şey kalmadı” gibi aslı astarı olmayan söylemlere kanıp, tedbirsiz davranmak yeni felaketlere yol açabilir! Bunu asla aklımızdan çıkarmayalım. Çok şükür ki, ülkemiz için ikinci bir dalga beklentisinden falan söz edilmiyor. Ancak bu demek olmuyor ki, bu tehdit büyümeyecek ve bize bulaşmayacak. Aman ha. Bu tamamen alacağımız tedbirlere, uyacağımız kurallara bağlı bir durum. Maske takmamak, kurallara uymamak, sosyal mesafeyi hiçe saymak, hijyeni göz ardı etmek bizlere çok pahalıya mal olabilir. Ama tüm bunlara çok dikkat edersek, kurallara harfiyen uyarsak bu beladan el birliği ile kurtulabiliriz. Bu aşamada bizden istenen çok bir şey değil emin olun. Evet, yine mümkünse çıkmayalım ama çıkmak zorunda isek de mutlaka maskemizi takalım. Yetmez tabi, sosyal mesafeyi mutlaka gözetelim. Markette, fırında, caddede, sokakta bu kuralı bir an olsun aklımızdan çıkarmayalım. Ve tabi hijyen konusu. Kaldı ki, sadece böyle bir dönemde değil, yaşantımızın her aşamasında son derece önemli olan hijyen meselesini, olmazsa olmazlarımız listesinde ilk başlara yazmak zorundayız. Ve bir şey daha. Belki de şu aşamada en tehlikelisi olarak gördüğüm şu ‘rehavet’ konusu. Şu rahatlığı, şu rehaveti üzerimizden atamazsak, kurallara uymayı da kendi açımızdan son derece zorlaştırmış oluruz. Çevremizde kurallara uymayan insanlar elbette var ancak biz de kendi adımıza, kurallara uymazsak ipin ucunu kaçırırız ve sıkıntılı bir döneme tekrar girebiliriz. Hepimizin verdiği emeklerin çöpe gitmemesi için kurallara uymaktan asla vazgeçmeyelim, uymayanları da uygun bir dille uyaralım. Yapmamız gereken açık ve net. Rehavete kapılmak yok, kurallara riayet var. Ne kadar tedbir, o kadar sağlık. İstersek başarabiliriz… |
||
Etiketler: Maalesef, rehavet, havası, var!, |