|
||
![]() |
Okullar kapanıyor | |
E. Tarhan | ||
kalemiminsesi65@gmail.com | ||
Bir eğitim – öğretim döneminin daha sonuna geldik. Hem veliler için, hem öğrenciler için yorucu bir dönem daha geride kalıyor. Öğrenciler, Cuma günü karnelerini alarak 3 aylık uzun bir tatil dönemine girecekler. Tabi kimisinin karnesinde iyi notlar olacak, kimisinin notları düşük olacak. Kimisi sevinecek, belki kimisi de hayal kırıklığı yaşayacak. Öğrenciler ile birlikte kimi veliler de aynı duyguları yaşayacak. Kimi veli, kötü karne karşısında tamamen çocuğunu suçlayacak, kimi veli kendisine de pay çıkaracak elbet. Tüm bunlar doğal ve olacak. Tabi biz de kötü karne karşısında tüm suçu çocuğunda arayan değil, bu durumdan kendine pay çıkaranların tarafında olalım. Unutmayalım ki çocuğun karnesindeki notlar, veli ile öğrenci arasında paylaşılır ve bu notlar bizim notumuzu da yansıtır. O notların iyisinin de kötüsünün de alınmasında emin olun anne ve babalar olarak bizlerin de payı var. Bu nedenle kötü karne alan bir çocuğu suçlamak yerine, kendimizin de oluşan durumdan payı olduğu gerçeğiyle hareket edelim. Suçlu aramak yerine, durumu nasıl düzeltebileceğimizi konuşalım. Karnedir bu, elbette ki daha çok, daha disiplinli ve daha düzenli çalışanların iyi, daha az, daha düzensiz ve daha disiplinsiz çalışanların da kötü olması gayet normal ve doğal. Bu gerçeklikleri kabul ettikten sonra, şunu söyleyeyim ki; kötü olan karneden dolayı çocuğu baskılamak, kızmak, bağırmak, çağırmak çözüm değil, doğru da değil. Tüm bunların aksine çocuğumuzla gerekiyorsa bir arkadaş gibi, bir öğretmen, bir anne, bir baba gibi konuşup durumun düzeltilmesine katkı sunalım. Kötü olan derslerde çocuğumuzun payı ne kadar, bizim payımıza ne düşüyor diye bir sorgulayalım! Tabi işe önce kendimizden başlayalım derim! Şöyle ki; Bir sezon boyunca kaç kez çocuğumuzla birlikte kitap okuduk, kaç kez ders çalışmasına ortam yarattık, kaç kez birlikte oturup ders çalıştık - çalıştırttık? Tabi çoğaltabiliriz bunları. Emin olun ki; bunlara verecek cevabımızın ne kadarı olumluysa çocuğumuzun da dersleri, karnesi o kadar iyidir? Ancak bunlara vereceğimiz cevaplarımızın ne kadarı olumsuz ise, karnede kötü notların olması da o kadar olasıdır. Anlayacağınız çocuğumuzun aldığı karne sadece çocuğumuzun değildir. Ebeveynler olarak bizlerin de o karnede payı var. Bundandır ki; çocuk kötü karne almış olsa bile psikolojik baskı uygulamak, kızmak çözüm olmayacaktır. En doğru olanı, kendimizden başlayarak bazı şeyleri değiştirerek daha doğru bir şekilde uygulayabilmektir. Biz biraz çabalarsak, emin olun ki çocuklarımız bizden daha çok çabalar ve karneleri de, eğitim hayatları da daha bir güzel olur. Bu arada tabi ki çocuklar tatilin de tadını çıkaracak ancak hep oyun, gezme tozma da olmaz. Tatilde bile olsalar her gün en azından yarım saat kitap okumaya zaman ayırmalılar. Öğretmenlerinin tavsiye ettiği tatil kitaplarından faydalanmalı ve öğrendikleri bilgileri unutmamaya çalışmalılar. Malum öğrencilerimiz bir yarış içinde büyüyorlar ve bu yarışta geri kalmamaları için zamanlarını iyi değerlendirmeliler. Önlerinde girecekleri zorlu sınavların olduğunu unutmadan tatillerini geçirmeliler. Stres yapmadan hem tatilin tadını çıkarmalı hem de geleceklerini inşa ederken temeline küçücük bir tuğla koymalılar. İlla oturup saatlerce ders çalışmaktan bahsetmiyorum. Yarım saat okuyacakları bir kitap asla boş gelmemeli diyorum. Yarım saat içinde okunan bir kitaptan öğrenecekleri yeni kelimeler olacak, daha hızlı okuyabilecekler ve okuduklarını anlamaları da gelişecek. Bunun gibi şeyleri düşünerek yarım saat kitap okusam ne olur diye düşünmemeli çocuklar. Tabi aileler de… Bu karneler belki bu eğitim – öğretim döneminin sonu olabilir ama biz veliler için yeni bir başlangıç olsun. Hepimiz çocuklarımızla daha bir ilgili olalım, derslerine, okul hayatlarına daha bir alaka gösterelim. Sonra hep birlikte şahit olacağız ki; çocukların karneleri de, okul hayatları da çok daha başarılı olacak. Tüm çocuklara iyi tatiller... |
||
Etiketler: Okullar, kapanıyor, |