Sokak hayvanları konusunda batıdaki herhangi bir şehir ile Van’ı karşılaştırdığımızda, özen ve itina, sokak hayvanını koruma açısından Van’ın çok daha zor bir şehir olduğunu görürüz.
Ne demek bu..?
Sadece teknolojiden uzak bir kırsal alan kenti, normal hayvancılık yapıldığı için, sokak hayvanının da peşi sıra sayısal olarak artabileceği varsayımlarından söz etmiyorum, Van’ın 90’lı yıllarda aldığı muazzam göçle nasıl devasa bir köy yerine döndüğü gerçeğini de görmemiz gerekiyor.
Batıdaki insanlar belki kediyi sokakta besler, ki sayıları da oldukça azınlıktadır, evinde besleyen çok nadirdir, ama köpeği evinde besler, hangi köpeği, süs köpeklerini, pahalı köpekleri, evde insan gibi yaşayabilenlerini yani, peki Van’da öyle midir..?
Van’da bırakın sokaklarda gelişigüzel çoğalanları, kedi evde beslenir, hatta kediye saray yapılır, havuz kurulur, köpek ise belki evde beslenmez ama neredeyse çoğu evlerin kapısında bir köpek vardır.
Ve yine Van’da her mahallede birçok içi besi hayvanı dolu olan ahır vardır ve bu ahırları bekleyen köpekler vardır.
Evde beslenen kedi çoğalınca sokaklara salınır, sokaklardaki de çoğaldıkça etrafta bir kedi ordusu oluşur.
Bu sözünü ettiğim her türden kedi cinsi, ama Van dendiğinde Van kedisi akla geleceği için onu da söyleyeyim, ‘tükenecek’ denilen Van kedisi de son yıllarda arttı; sanırım yine kırsal alanlardan göçle gelen alileler sayesinde, koruma önlemleri de oldu tabi bu arada, mesela besleyen ailelere nakdi yardımlar bile yapıldı, şu anda devam ediyor mu, doğrusu bilmiyorum.
Ama Van kedisi de şu anda sokaklarda ve evlerde azımsanmayacak sayıda.
Tabi bir de çoğalan köpekler var, eskide belediyeler görevlendirme yapar, köpekler çok vahşice katledilirdi, sayı güya bu şekilde kontrol altına alınırdı, ama şimdi belediyeler, sokak hayvanlarına karşı çok daha duyarlı, çok daha temkinli…
Bazı vatandaşlar da eskide gördüğü bir sokak hayvanına ateş etmeyi marifet sayardı, ama şimdi duyarlılık daha bir oturmuş gibi…
Yine bazı belediyelerin sokak hayvanlarına yönelik çalışmalarını zaman zaman görüyoruz, bu da son derece önemli.
Zaten belediyeye ait hayvan barınağı da var, hasta olanlar, sakat olanlar burada beslenip tedavileri sağlanıyor, bir de ayrıca sokakta kalanlar için yem bırakma işlemleri yapılıyor bugünlerde, bu da ayrıca önemli…
Tabi bu arada, mesela kentin ana caddelerinde, kaldırımlarda uyuyan köpeklere, buradan geçen vatandaşların yaklaşımları da takdirlik, köpeği rahatsız edeni görmezsiniz.
Tabi bu noktada, herkesin durumdan hoşnut olduğunu söylemek de doğru olmaz, özellikle sokaklarda sayıları artan köpeklerle ilgili…
Bazı bölgelerde çok hırçın olanların varlığından söz ediliyor, okula giden çocukları, dışarı çıkan kadınları, yaşlıları ürkütüyorlarmış, hatta kaldırımlardakilerin durumundan şüphe eden kimseler ürkerek ilerliyorlarmış, vs…
Bunun ahırlarla bağlantısını kuranlar da epey bir fazla.
Acaba ahırlarla birlikte köpekler de şehir dışına mı yönlendirilse gibi düşüneneler de var.
O nedenle evet, hayvanlar mutlaka korunmalı, aç, hasta, sakat bırakılmamalı, ama diğer yandan da, hem hayvanın, hem insanın rahat etmesi açısından mutlaka düşünülebilecek ek önlemler de vardır.
Van’ı batı ilerinden ayıran böyle de bir özelliği var, umarım yetkililer, bu konuya çoklu çözüm yöntemiyle bir katkı sağlarlar.
|