|
||
![]() |
Sorumluluk hissi | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Ortak bir sorun için atılan adımlarla ilgili eğer ortak hareket edilmiyorsa ya tarzda bir hata var, ya da duyarlılıkta bir sıkıntı var. Ya ilk adımı yanlış atmışız, ya da toplum olarak o ortak sorunu lafla büyüttüğümüz kadar, aslında önemsemiyoruz, zamanında boşuna abartmışız. Biliyorsunuz Van’ı Van eden, hatta havzayı havza eden Van Gölü’dür; Van Gölü olmasa çorak, kuru, pek de kimsenin ehemmiyet vermediği bir arazi parçasına dönüşecek buralar. Şimdi Van Gölü sayesinde Akdamar ve diğer adalar vardır, Van Gölü sayesinde inanç turizminin bir anlamı vardır. Van Gölü’nün olmadığı bir ortamdaki kalelerin, mesire alanlarının bir anlamı olmayacaktır, Van Gölü olmadığında şimdiki kıyılar, koylar, balıklar, martılar, birçok çeşit kuş, endemik türler de olmayacaktır. İşte bunlar olsun diye, Van Gölü hep olsun diye bir çırpınış var, yerel yöneticisi, valisi, sivil toplumcusu, aktivisti, denizcisi, çevrecisi bir gayret içinde… Ne yazık ki gayretler desteksiz kalıyor, özellikle de toplumun bir araya gelme olasılığı yüksek olan kesimleri bir bakmışsınız ‘görmez-duymaz’ modunda, oysa öncesinde en fazla onlar konuşmuştur, onlar yakınmıştır, onlar harekete geçilmesini istemiştir. Birçok örnek verilebilir, ama biz güncel olması açısından bugünlerde yapılan bir etkinliği verelim; Van Gölü her gün kirletildiği için, yer yer duvar çekilip, yer yer de taş-toprakla çeşitli amaçlar için doldurulup yapısı bozulduğu için her gün biraz daha yok olmaya, bitmeye doğru gidiyor; bitmez demeyin, böyle devam ederse biter, çünkü dünyada benzer örnekleri var… İşte, buna yerel olarak engel olmak için, Meclis’ten de bir ‘koruma kanunu’ çıkması için Van Gölü etrafında bir farkındalık yürüyüş yapılıyor. Dün yürüyüşün ikinci etabı yapıldı. Şimdiye kadar İpekyolu’ndaki Kurtuluş Parkı’ndan Balaban’a kadar bir mesafe gidilmiş oldu ve böyle etap etap devam edilecek bu… Bu yürüyüşü başlatanlar Van Ticaret ve Sanayi Odası ile Vangölü Aktivistleri Derneği… Ve yürüyenler de aynı kurumların üyeleri… Burada temel sorunumuz şu; Van Gölü söz konusu olduğunda herkes konuşur, ama kimse harekete geçmez. Mesela ben, bütün Vanlılar şu an yapılan yürüyüşe eşlik etsin demiyorum, o da olur da, ama en azından şu soru herkesin aklına gelir, neden yürüyen bu iki kuruma iki kurum daha destek vermez? Ya da, neden bir paylaşıma gidilmez? Şöyle; Neden göl kıyısındaki her yerleşim yerinin aktivisti, sivil toplumu, çevrecisi, dağcısı, bir değer biçilen siması da gelen grubun üzerindeki “Van Gölü kirlenmesin mavi kalsın” yazılı tişörtleri alıp üzerine giymez ve yürüyüşü bu sefer onlar devralmaz. Bunu neden söylüyorum, dikkat çekmeye çalışıyorum, çünkü yürüyüşün daha da anlam kazanması ve ses getirmesi için katılımın biraz çeşitlilik arz etmesi gerekiyor. Bir heyecan yaratması, bir ses olması, bir uyarıcı rol oynaması gerekiyor. Aslında bu işi başlatan aktivistler yapacaklarını yaptı, çağrısını da yaptı, herkesi davet de etti, demek ki bu aşamadan itibaren konuya anlam katma görevi, duyarlılığı yükseltme görevi toplumun geride kalan seçkinlerinde, bireysel, ya da kurumsal olabilir… Yoksa masa başında çok anlatıp, sonra geri çekilip izlemek, dünyada hiçbir sorunu çözmemiştir. O nedenle biraz gayret ve biraz katkı diyorum kendi adıma… |
||
Etiketler: Sorumluluk, hissi, |