|
||
![]() |
Turizmcinin anlamadığı | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Eksiklerimizi, yetmezliklerimizi tartışıp çözüm aramaya çalışırken, hep izlediğimiz çok klasik bir yöntem var; Hepimizin malumu, toplum olarak yaşadığımız sıkıntılarla ilgili olarak sürekli “eğitim” hususunu gündeme getiririz, mesela hangi suçta bir artış yaşansa, “eğitimsizlik” der geçeriz, oysa o suçun kökeninde başka nedenlerin de olabileceğini pek tartışmayız. Meydana gelen olaylarda, yaşanan sıkıntılarda yoksulluğun, çaresizliğin, çevrenin etkisi bizim için hep arka planda kalır. Tabi bunun neden böyle olduğu ayrı bir tartışma konusu; ya bu bizim olayları kendi basit değerlendirme alışkanlığımızdandır, ya da zamanında, böyle düşünmek için bilinçaltı bir yönlendirmeye tabi olmuşuz! Toplumsal yaşamdaki birçok olay gibi yaşamsal alanda yaşadığımız sıkıntılarla ilgili olarak da hemen hemen benzer bir yaklaşım içinde oluyoruz. Şimdi bizim Van olarak bir turizm derdimiz var, Van’a turist gelmiyor, gelmesi için çareler arıyoruz ve kime sorsanız bu aralar “tanıtım” diyor. Çözüm neymiş, tanıtım… Van’daki herkes çok iyi biliyor ki 2016 ve 2017 yıllarında eğer İranlı turistler bir anda Van’a akın ettiyse bunun temel nedeni tanıtım falan değildi, yani siz 95 yıldır Van’ı İranlıya tanıtmamışsınız 2016 ve 2017’de mi tanıttınız? İşte o zaman da birileri çıkıp, “E bu kadar sihirli gücünüz varsa o zaman hadi bakalım diğer ülkelere de tanıtınız, ne duruyorsunuz?” diye sorar size. Oysa İranlıların Van’ı da içine alan dış dünyayı tercih nedenleri belliydi; Ki bu etkenlere huzur konusunu, sınıra yakın ve bu nedenle masrafın az olması konusunu, akrabalık konusunu da eklediğimizde, “tanıtım” konusu çok arka sıralarda kalır. “Masrafın az olması” hususundan söz etmişken, zaten daha sonra Şimdi bu apaçık ortada duran ve çok yakın bir tarihte hep beraber yaşadığımız bu gerçek ortada dururken, halen çıkıp “iyi tanıtmıyoruz” demek, hakikaten konuyu saptırmak değildir de nedir? Mesela Akdamar Adası’nı buradaki kilise nedeniyle bile olsa Ermenilere tanıtma gibi bir ihtiyaç var mı sizce? Akdamar Adası ve kilisesiyle ilgili bilmediğimiz birçok hikâye belki de onlarda var, ama buna rağmen bırakın Ermenistan’dan, İstanbul’da yaşayan Ermeni vatandaş eğer Van’a gelip bu çok önemsedikleri yeri gezmiyorlarsa, bunun tanıtımla ilgili olduğunu söyleyebilir miyiz? Ya da tanıtımın hiç olmadığı yıllarda Avrupa’dan, Amerika’dan, İngiltere’den, Almanya’dan ve diğer birçok ülkeden turistin eksik olmadığı Van’da, şimdi neden durum tersine döndüğü hususunu çıkıp “tanıtım” ile izah etmek ne kadar isabetli bir çözüm yöntemidir? Örnekler çoğaltılabilir, ama sonuç olarak şunu söylemek mümkün; çözüm için klasik yöntemler yerine, daha akılcı, reel ve etkili yöntemler bulmak gerekiyor, tanıtım konusuna evet ama kendi pratik gerçeğimizi de görmek koşuluyla… |
||
Etiketler: Turizmcinin, anlamadığı, |