|
||
![]() |
Van’daki mülteciler konusu | |
Adil Harmancı | ||
adilharmanci30@gmail.com | ||
Van’da herkesi bir biçimde düşündüren ve zaman zaman da üzen olaylara konu olan bir göçmen, ya da mülteci, kaçak, firari ya da her ne diyecekseniz deyin, çünkü henüz bu insanlara daha net bir sıfat da bulunmamış, ama Van’ın caddesinde, ara sokağında, otogarında, dağında, bayırında çoluk-çocuk, yaşlı-hasta, kadın-erkek etrafa, kenara, köşeye saçılmış bir insan kitlesi sorunu var. Sorundan ziyade “dram” desek daha iyi olur ya, aç açıkta, eldeki imkanlarla sabaha kimin sağlam uyanacağı, uyandığında yarının ne olacağı belli olmayan bir biçimde etrafa yayılmış bir yaşam düzeni… Dediğim gibi, göçmen diyen var bunlara, mülteci diyen var, kaçak diyen var, kimin canı nasıl istiyorsa kendince bir isim bulup öyle hitap ediyor. Ekseriyetle Afganistan, Pakistan, İran vatandaşları… Sorduğunuzda daha çok savaştan, kavgadan-gürültüden kaçtıklarını söylerler, ki bu durumda olanlara “sığınmacı” ya da “mülteci” lafı daha çok oturacak… Neler yaşıyorlar..? Bir kere hepimizin yakındığı ama seyirci de kaldığı şu “insan tüccarı” konusuyla ilgili sıkıntıları var, anlatıldığına göre sınırdan geçebilmek için an az kişi başı bin, iki bin dolar ödüyorlar. Ödüyorlar da ne oluyor; kaza geçiriyorlar, ölüyorlar, yaralanıyorlar, kapağı bir yere atabilen de aha şimdi Van kenarında-köşesinde olduğu gibi her günü azap, dert içinde geçiriyorlar. Bizim içi hava hoş, başımızı koyacağımız bir yastığımız var her birimizin, ama onların bir yastıkları yok. Ekmekleri, suları, ilaçları, hiçbir şeyleri… Ve işin en acısı, bu baharda karlar eridikçe sınırda ilticacı-mülteci cesedi çıkıyordu ortaya, 40 kişi civarında, Ve her insanın bir hikâyesi vardır, ama onların hikâyelerini bile bilmiyoruz şimdi… Kandırılıyorlar, “İstanbul” diye Van’a bırakılıyorlar, bize de “gülünç” geliyor, oysa kandırılan insanlığın kendisi… Film izler gibi izliyoruz. Bu konuda insanların sorduğu sorular var: Sınırda kuş uçurtulmazken, bu “insan tüccarları” nasıl oluyor da, 10 kişinin ancak sığabileceği bir kamyon kasasına 50-60 kişiyi doldurup, Van’ın içine kadar getirebiliyorlar? Diğer yandan, Afganistan ve Pakistan’dan gelenlerin İran’a girebilmeleri için bir sınırı daha kaçak yollardan geçmesi gerekiyor, eğer İran bunları barındırmayacaksa ve Türkiye’ye sorun oluşturacağını biliyorlarsa neden Türkiye’ye girmelerine kolaylık sağlıyorlar, daha da önemlisi Türkiye'nin İran’a bu konuda bir önlem alma çağrısında bulunması gerekmiyor mu? “Barındırmayacağın mülteciyi neden Türkiye tarafına yolluyorsun?” Şu anda gelenler için ne tür önlem düşünülüyor, ne olacak bu insanlar, kışı da sokaklarda mı geçirecekler? Saddam döneminde Irak’tan kaçanlar Hakkâri’de aleni bir şekilde karşılandı, dertlerine çözüm arandı, ilgilenildi, ancak şu anda İran-Türkiye sınırının Van bölümünde yaşananlar Irak’taki kaçışları çok geçtiği halde halen “kaçak” ve “insan ticareti” kapsamında değerlendirilmesi de bir başka soru işareti… Sonuç olarak; Van’daki mültecilerin durumu hem Van özeliyle ilgili tarafı var, hem insani tarafı, hem de kaçınılan siyasi tarafı… Bir tanım yapılamıyor, önlem nedir bilinmiyor… Genel değerlendirmeyi bir yana tutarsak, her yönüyle şu çok açık, kış bastırmadan bu insanların sokaklardan alınması gerekiyor. |
||
Etiketler: Van’daki, mülteciler, konusu, |