Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde Van'da bir fuar düzenlendi. 9’uncusu düzenlenen Van Turizm ve Seyahat Fuarı'nı son gün ziyaret etme şansı buldum. Son gün olduğu için olsa gerek, fuarı biraz hareketsiz görsem de, geneli itibari ile ziyaretçi sayısı ve kapsamı bakımından iyi bir fuar olmuş. Tabi fuarlar bir kent için son derece önemli organizasyonlar. Yeni ticari ilişkilerin oluşturulması, kentlerin tanıtımları bakımından fuarlar gayet önemli. Bu tür fuarlar emek gerektiren bir çabanın sonucunda yapılabiliyor. Bu anlamda önemsenmesi gereken organizasyonlar.

Turizmde istediği rakamlara ulaşamasa da iddialı olduğunu bildiğim Van'da bu tür fuarların ve hatta Van'a has ürünlerin bulunduğu geleneksel festivallerin yapılmasını önemli görüyorum. Tanıtım için olmazsa olmaz etkinliklerden  biri olan fuar ve festivaller, her geçen yıl üzerine koyularak devam ettirilmeli düşüncesindeyim.

Elbette gözlemlediğim kadarıyla zaman zaman fuarlar gerçekleştiriliyor. Keza festivallere de şahitlik ediyoruz.  Ancak kapsamı biraz daha genişletmek ve bu tür organizasyonları markalaştırmak son derece önemli.

Ki Van'ın tekleri ve sahip olduğu özellikleri bir hayli fazla. Bu büyük bir avantaj.

Mesela kahvaltısı ile ön plana çıkmış, hatta en kalabalık kahvaltı sofrası ile guinnes rekorlar kitabına girmeyi başarmış Van'ın, sektörel bazlı fuar ve festivallere ağırlık vermesi taraftarıyım.

Mesela otlu peynir, bal, ceviz, inci kefali, yöresel tatlar... Tüm bunların festivallerle ön plana çıkarılması, insanların damak tatlarına sunulması fena olmaz değil mi?

Yine tarihi ve doğal güzellikleri, Van Gölü...

Ne bileyim Van Kedisi...

Tüm bunları iyi pazarlamak, iyi sunmak gerekiyor.

Bu yönde elbette ki iyi niyetli çabalar yok değil. Ancak bu alanlarda ön plana çıkmak için daha çok çaba sarf edilmeli, daha çok profesyonel organizasyonlar gerçekleştirilmeli.

İnsanlar “Niçin Van'a gitmeliyim?” diye bir soruyu sordukları vakit, alacakları cevaplar da tatmin edici olmalı.
Mesela şöyle cevapları duyabilmeli insanlar:
Eşsiz bir kahvaltı yapmak için...

Yöresel yemekleri tadmak için...

Van Gölü'nde yüzmek için...

Van Kedisi ile tanışmak için...

İnci Kefali göçüne şahitlik etmek için...

Muradiye Şelalesi'nin coşkusuna ortak olmak için...

Van Kalesi'nin, Hoşap Kalesi'nin ihtişamının büyüsüne kapılmak için...

Akdamar Adası'nda tarihe dokunmak için...

Gevaş'ın eşsiz koylarında kafa dinlemek için...

Bahçesaray, Çatak Çayları'nda akan suyun sesini dinlemek için...

Yaylalarında temiz havayı solumak için...

Tarihi camilerinde huzuru hmek için...

Yazın, serin havasında 'işte bu' demek için...

İnsanların misafirperverliğinden etkilenmek için...

Say say bitmez.

Tüm bunlar var, hatta daha fazlası. İşte geriye kalıyor, bütün bu sahip olunan değerleri anlatmak, insanları buraya gelmeye ikna etmek.

Elbette bunun için de en önemli faktörlerden birisi de fuarlar, festivaller, tanıtımlar.

Bu yönde emek verenlere elbette ki teşekkürler, ancak yeterli mi? Bence değil. Tüm sahip olunan güzelliklerin herkes tarafından farkına varılması için daha çok çaba, daha çok emek..

Gerisi kendiliğinden gelir zaten.