Birçok konu başlığı gibi Van’ın aynı zamanda bir de şehir içine yayılmış bir ahırlar sorunu var, ilgili ilgisiz, yetkili yetkisiz, herkes de bu sorunun farkında…
Şehir içinde insanlar hayvancılık yapıyor, ya da yapma pozisyonuna düştü diyelim, çünkü birçok kimse bu işi yaparken etrafı bomboştu, kendine ait tarlası, hatta merası vardı, çok büyük bir nüfus yığılması yoktu, ama bir gün uyandığında gelen göçlerle etrafının bir anda binalarla sarıldığını gördü ve çaresizce orta yerde kalakaldı.
Sonradan gelip ahır kuranı olmadı mı, tabi ki oldu, 90’lı yıllarda apar topar hayvanlarını alarak gelenler, aslında önce bir tane ahır yeri bulmaya çalıştılar, sonra kendileri için kalacak yer düşündüler, anlayacağınız kırsaldaki alışkanlık Van’daki yerleşik yaşamı biraz daha olumsuz yönde zorladı ve bir gün baktık her taraf ahır…
Önce var olan ahırlara yenileri de eklenince, şehir adeta köy yerine döndü…
Bu anlattığımız, Van’da nüfus 80-90 bin iken yaşanan bir durumdu, sonra Van artan nüfusuyla “büyükşehir” statüsü kazandı, ama aradan bunca zaman geçti halen belki dün, bugün bile ahır inşa edenler var.
Tabi hayvancılık açık arazi için mümkün, bunu kırsalda çok verimli bir şekilde yaparsınız, fakat beton binalar arasında, insanlarla, trafiğe çıkan araçlarla omuz omuza olunca hem yaptığınız işten verim alamazsınız, hem de ciddi bir çevre ve görüntü kirliliğine yol açarsınız.
Şu anda Van’da net olarak yaşanan budur.
Belediyenin bile sayısını kestiremediği ahırlarda bulunan hayvanlar bir yandan adeta işkence altında yaşarken, diğer yandan da ahırlardan çıkan gübre etrafa yayılmakta ve rahatsız edici bir kokuya yol açmakta…
Kabul etmek gerekir ki bu hem oluşturulan şehir yaşamına ters düşüyor, hem de turizm açısından kötü bir görüntünün ortaya çıkmasına yol açıyor...
İnsan sağlığı, çevre ve görüntü kirliliği bir yandan, Van Gölü de büyük oranda bu durumdan etkileniyor, çünkü kıyı mahallelerinde büyük bir ahır yığılması var.
Yani bu 1 milyonu geçen insan nüfusu arasında yapılan bu tür bir hayvan besiciliğinin bu şekilde birçok sakıncası var.
Çözüm…
Kuşkusuz bunun tek çözümü, hayvan sahiplerine; “ahırlarınızı kapatın” demekle olmuyor, olsaydı şimdiye kadar açık ahır kalmazdı.
Şimdiye kadar bu yönde sayısız telkini oldu hem belediyelerin, hem çevrecilerin, hem de vatandaşların, ama çözüm olmadı.
Ha zorla kapatırsınız, bu olur, ama bu adaletli bir iş olur mu?
Elbette ki hayır!
O zaman, bu görev ve yetki her kimde ise, belediyelerde mi, kaymakamlarda mı, valilerde mi, sanayicide, tüccarda mı, kentte böyle bir olumsuzluğa yol açıyorsa ahırların varlığı ve bu işi yapanlar da buna mecbursa, başka da çareleri yoksa o zaman yapılması gereken şey, vatandaşın yerleşim alanlarının uzağında hayvancılık yapabileceği bir ortam yaratmaktır.
Bir proje dâhilinde bunu yapmak mümkünse bir an önce yapılmalıdır.
Böyle olursa, hem vatandaş zor duruma düşmez, hem de kentteki yaşam, ekstra bir kirlilikten ayıklanmış olur.
Bu belki sadece ana caddelerde dolaşanlar için Van’ın çok fazla göz önünde olmayan bir sorunudur, ama aslında en önemli sorunlarından biridir.
Tabi bu arada sorumluluk ve çözüm sadece ilin yöneticisinde de değil, bunu birçok üretici de üstlenebilir, mesela bu iş başka şekilde yapabilecekken, ayak diretenlerin de olduğu söyleniyor, hakikaten baskı konusunda bu gibi kişileri diğerlerinden ayırmak gerekiyor.
Ve bazı kimseler de sektör değiştirip, şehir içinde zor şartlarda yaptığı bu işi daha olumlu ve verimli bir işe yatırım amacıyla elindeki hayvanı çıkarabilir, böyle önlemler de almak mümkün…
Van’da bu tür bir hayvancılıkla uğraşan büyük bir nüfusun kentin geleceği konusunda hem bilgilenmeye, hem de kimisinin ciddi bir desteğe ihtiyacı var.
Hem yetkililer, hem de üreticiler üzerlerine düşeni yaparlarsa sorun kısa sürede çözülür.
Bir takım projelerin hayata geçirileceği yönünde duyumlar da var kuşkusuz, sorunun kısa bir zaman sürecinde, karşılıklı dayanışma ve anlayış içinde çözüleceğini umuyoruz.
|