“Erciş’ten gelirken kum ocakları, Hakkari’den gelirken çöp yığınları, Tatvan’dan gelirken araç yığınları ile karşılaştığımız bir Van” dedi yetkilinin biri.
Ne kadar yetkili; sadece şunu bilin, baya yetkili, en azından konumu itibarıyla Van ile oldukça ilgili bir yetkili.
Bu yetkilinin bir çağrısı var:
“Bir ili tanıtan girişleridir, gelin Van’ı bu köy görünümünden hep beraber kurtaralım!”
Gerçekten de baktığınızda söylenenler doğru, eksiği var, fazlası yok…
Hakkari’den de, Bitlis’ten de, Ağrı’dan da Van’a girmek istediğinizde bu ve benzeri kötü görüntülere rastlamak mümkün.
Tabi bunlara, Özalp’ten gelirken Bostaniçi bölgesinde rastgele etrafa yayılan ve kötü bir koku yayan Şehir Çöplüğü’nü;
Tuşba ilçesinden gelirken İskele Mahallesi’ndeki Arıtma Tesisi’nin içler acısı halini, tesisten üniversiteye doğru 3-4 kilometre kadar göl içinde uzanan ve yayılan lağım pisliğini;
Neredeyse hayvanların çarşı merkezine kadar indiği –bunlara köpek vs. gibi başıboş dolaşan hayvanlar dahil değil- Van’ın her tarafını kaplayan hayvan barınaklarını, ahırları, kümesleri de eklediğimizde, Van’a “iyi” bir giriş olacağı söylenemez.
Gerçekten de yetkilinin dediği gibi, size bir yerleşim yerinin resmini çizen, o yerleşim yerinin girişleridir.
Eğer bir yerleşim yerinin girişleri göze hoş geliyorsa, itici olmuyorsa, insanlar oralara daha çok uğrarlar, bu gibi yerleri daha çok tercih ederler.
Bu hem turizm sektörü açısından önemlidir, hem de burada yaşayanların prestiji konusunda önemlidir.
Prestij konusunu şöyle açalım;
Eğer bir yerleşim yerinde mekana ve yaşama dair sorunlar çözülmüşse, gelip görenler, burada yaşayan insanların nefes aldıkları, su içtikleri, ekmek yedikleri yere sırt çevirmedikleri sonucunu çıkarır ve tebrik ederler, ama eğer her bir sorun yerinde sayıyorsa ve görüntü kötü ise, gelip görenler sadece kınayarak ayrılırlar o yerden.
O nedenle hakikaten Van’ın şu andaki girişlerine, kanarına köşesine baktığımız zaman, içteki yaşamla ilgili gelip görenleri ikna etmemizin zor olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Kimsenin koltuğunda oturup, ayak ayak üstüne atıp övüneceği bir Van değil şu anki Van.
Tabi, bu söylediğimiz sorunlarla ilgili çözümlerin gündeme alındığını da biliyoruz, ihale olanlar, ihale aşamasında olanlar vs…
Özellikle Van için şehrin çöp konusu ve gölün kirlilikten kurtarılması konuları son derece önemli iki konudur.
Zaten şu an öngörülen çözüm çalışmalarının ağırlık noktaları bu iki konudur, ancak zamana yayılmadan sonuca ulaştırılması gereken iki önemli konudur bu.
Diğer yandan, çevre kirliliği açısından taş ve kum ocaklarının kapalı alanda üretim yapacağı yönündeki düzenlemeye rağmen açık alanda üretimin sürdüğü gibi bir durum var, buna da şehrin görüntüsü ve çevre sağlığı açısından bir dokunuş şart gibi…
Kısacası prestiji sağlamlaştırmak ve haklı eleştirilere cevap olmak için elimizi çabuk tutmamız gerekiyor.
Zaten yetkililer de bu durumun farkında…
|