|
||
![]() |
Virüse, aradığı ortamı sunmayalım! | |
E. Tarhan | ||
kalemiminsesi65@gmail.com | ||
Gündemimiz koronavirüs. Bir süre daha maalesef ki bu gündemle yatıp bu gündemle kalkacağız gibi. Her geçen gün yayılımını, etkisini arttırarak sürdürüyor. Dünya genelinde pozitif vaka sayısı çoktan 1 milyonu geçti. Binlerce insan da hayatını kaybetti. Ülkemizde de yayılımı artıyor. Temas yoluyla yeni yaşam alanları bulan koronavirüs, hayatı çekilmez kılmayı başarıyor. Uzmanların söylediğine göre, koronavirüsün en sevdiği ortamlar; temas yolunun mümkün olduğu, sosyal mesafenin ihlal edildiği, kalabalık ortamlar, iç içe durumlar… Böyle bir zemin hazırladığımız zaman değmeyin koronavirüsün keyfine! Ondan ona, ondan ona adeta sörf yapmaya başlıyor! Malum, büyüklerimizden sonra, şimdi de 20 yaş altı için sokağa çıkma yasağı getirildi. Tabi bu hamle de yine, virüsün sevdiği ortamları ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdı. Şimdi 65 yaş ve üstü büyüklerimiz ile 20 yaş ve altı gençlerimiz evlerinde. Ya diğerleri, 20 yaş ile 65 yaş arasında olanlarımız? Sakın şunu yanlış anlamayalım, bizlere yasak yok, istediğimiz gibi çıkıp, gelebiliriz, ortamlara girebilir, kalabalık oluşturabiliriz! Hayır, kesinlikle böyle bir şey yok. Mümkün olduğu kadar, bu yaş aralığında olanlarımız, işi-gücü yoksa evde kalmalılar, evde kalmalıyız. Virüse, aradığı ortamları, aradığı uygun zemini sunmamak için elimizden geleni yapmalıyız. Bu illetten kurtulmak için uzmanların, bilim kurulunun, yetkili mercilerin söylediklerini yapmalıyız. Bu hepimiz için en iyisi. Ama maalesef halen kurallara uymayanlarımız var. İlla ki yasaklarla mı uymamız gerekiyor? Bakın, uzmanlar, doktorlar, bilim insanları neler yapılması gerektiğini söylüyor. Ama yine de kol kola girmiş caddede tur atanları görüyoruz. Artık şunu öğrenmiş olmamız gerekiyor; bu virüs ciddiyetsizliği affetmeyebilir! Vurdumduymazlığı sineye çekmeyebilir! ‘Bize bir şey olmaz, böylece gezmeye devam’ diyenlerimizi tokatlayabilir! Bizim ihmalkârlığımızın acısını bizden çıkaramazsa bile büyüklerimizden çıkarmayı deneyebilir! Buna alet olmak ister miyiz? Bizim ihmalkârlığımızın cezasını annemizin, babamızın, büyüklerimizin çekmesini ister miyiz? Elbette ki, ‘istemeyiz’ diyeceğinizi biliyorum. O zaman, hem istemeyiz, hem de kafamıza göre takılırız gibi bir dünya yok. İstemiyorsak, gereğini yapacağız. Kesinkes temastan kaçınacağız. Zorunlu haller dışında bir süre dışarı çıkmayacağız. Çıkmamız gerekiyorsa da, maskeyse maske, eldivense eldiven, uzmanlar, yetkililer ne diyorsa o şekilde hareket edeceğiz. Unutmayalım ki; burada bir diğerinin nasıl davrandığı, nasıl hareket ettiği hepimizi ilgilendiriyor. Kaldı ki Çin’deki bir vaka nasıl ki bugün bizi, tüm dünyayı ilgilendirir bir hal almışsa, burada da birimizin dikkat etmediği bir anda bu virüs o kişi yüzünden birçok kişiye yayılabilir. Bu nedenle bu virüsle mücadelede herkesin dikkat etmesi, üstüne düşeni titizlikle yapması gerekiyor. Dikkat edin, Sağlık Bakanı Sayın Koca ne diyor; “Virüs gücünü temas ortamından alıyor. Virüse bu fırsatı tanımayalım…” Virüsün beslendiği, gücünü aldığı durum belli. Hal böyle iken, bileyerek ya da bilmeyerek virüse güç kazandırmak, bu çekilmez hali epey uzatır! Ama elbirliği eder, kurallara uyar, virüsün aradığı ortamların buralarda olmadığını gösterirsek, ‘bana buralarda iş çıkmaz’ der ve çeker gider inşallah… E o zaman sağlıklı yarınlar için, çekilmez bir hal alan bu durumu yaşanır bir hale dönüştürmek için el ele verme, gereğini yapma zamanı. Bundan sonra çok daha dikkatli, kurallara uyan, temas ortamından kaçınan, gerekmedikçe çıkmadığımız ve evlerimizde kaldığımız bir süreci yaşayalım… Evet, biraz zor olacak belki ama sancısız da bir doğum olmuyor maalesef. Büyüklerimizin de dediği gibi ‘sabır acı, meyvesi tatlıdır.’ Sabredelim… |
||
Etiketler: Virüse,, aradığı, ortamı, sunmayalım!, |