"Neden Van kalkınmıyor", "neden Van'ın sorunları çözülmüyor?" diye hep sorarız ya birbirimize, neden çok açıkmış da haberimiz yokmuş!
Siz de merak ediyorsanız, şimdi gelin hep beraber neymiş neden bir bakalım.
Efendim malumunuz Van'ın sorunlarından biri de 6 yıldır bir türlü bitirilemeyen Van Urartu Müzesi.
Van Kalesi yanında 2012 yılında temeli atılmış, o gün bugündür, ha bugün, ha yarın açılacak, ama garibim bir türlü açılamıyor.
Ne hikmetse..?
Dersin ki, Van'dan İstanbul'a köprü yapılıyor, o nedenle zor geliyor.
Peki ne olmuştu eski müzeye, onu da bir hatırlatalım; bildiğiniz gibi 1937 yılında bölgede ilk Van'da kurulan ve Urartu'dan, Asurlara, Med'lerden Osmanlı'ya varana dek farklı dönemlere ve medeniyetlere ait binlerce eserin teşhir edildiği ve ciddi oranda turistin ilgi duyduğu ve ziyarette bulunduğu müzenin Mısır Çarşısı yanındaki binası 2011 yılındaki depremde kullanılamaz hale gelmişti.
Sonra da proje yapıldı, ihale edildi ve Van Kalesi yanında bir yenisinin temeli atıldı.
Temeli atıldı ama memlekette her ay bir tane AVM açılırken, millet 11-12 katlı koca koca binalar dikerken, bizim bu müzenin binası bir türlü bitmek bilmedi ve halen de bina hazır değil, onu da söyleyelim, "bina hazır" diyenlere sakın inanmayın, çünkü böyle diyen yetkililer var, ama gittik gördük, binada halen çalışmalar var.
Peki nasıl gittik, gördük; işte konumuz burada başlıyor, Van'da işlerin neden düzgün yürümediğini de bu vesileyle öğrendik çünkü...
Şöyle anlatalım size; Van'a yeni atanan Vali Murat Zorluoğlu, vatandaşların da müze binasının bitirilemeyişi hususundaki serzenişlerini duyunca ve bu konunun sosyal medyada sıklıkla dile getirildiğini görünce geçen Cumartesi günü müze binasına gitti ve müze konusu dahilindeki yetkililerle, müteaahitlerle bir toplantı yaptı.
Toparlarsak, Vali Zorluoğlu'nun toplantıda sorduğu sorular ve caveplar şöyle oldu:
"Neden bu kadar sürdü?"
"Sorunlar çıktı"
"Ne zaman bitecek?"
"En yakın zamanda"
Zorluoğlu, bu cevaba kızdı; "Benim için 'yakın zaman' diye bir zaman yoktur, bana tarih söyleyin" dedi.
Şükür ki, sonra bir yetkilinin ağzından zar zor "iki ay" diye bir söz duyduk hep beraber.
Tabi toplantının sürdüğü sırada Vali Zorluoğlu, konu ile ilgili olarak bazı telefon görüşmelerine de ihtiyaç duydu ve dört kişiyi arattı, telefonlar çaldı ama cevap veren olmadı.
Biraz önce öğlen ezanı okunduğu için çağrışım yaptı galiba; "Bu memlekette herkes cemaatle mi namaz kılıyor?" diye sordu.
Bu bir serzenişti zaten, çünkü biri Genel Sekreter Yardımcısı olmak üzere dört sorumlu isim, kentin valisinin telefonlarına zamanında cevap vermemişti.
Sonra telefonlara cevap verildi mi, geri dönüldü mü, geri dönüldü ise neler konuşuldu, onları anlatmayacağım, ama şunu anladık ki, eğer halen Van Gölü kirli ise, yıllardır bir tane arıtma tesisi bile yapılamıyorsa, yine yıllardır Kapıköy Sınır Kapısı halen bitirilememişse ve bitirilse bile İran tarafındaki sorunlarla karşılaşılacaksa, çevre yolu bir türlü yapılamıyorsa, trafik allak bullak ise, yeni bir havaalanı pisti yapılamıyorsa, bırakın pisti, halen havaalanımızda bir tane Acil İndirme Sistemi yoksa, şehir ahırlardan, foseptik çukurlardan geçilemiyorsa, demek ki telefonlarımıza zamanında cevap vermemişiz ve her konuyu "yakın zamanda" diye geçiştirmişiz.
"Salla başı, al maaşı" yapmışız.
Birimiz değil, hepimiz...
Böyle olunca da Van'ın hiç bir sorununu çözememişiz.
Şimdi bundan böyle telefonlarımıza bakarmıyız, bakmazmıyız, bir işi bitirmek için net bir tarih verirmiyiz, vermezmiyiz inşallah bu konu insafımıza bırakılmaz, bırakılsa emin olun aynını tekrarlarız, bir arpa boyu da yol almayız.
|